Turizm ve Otelcilik
Turizm, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen (turist) çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümüdür. Turistik gezi, insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak da iletişim içinde olmalarıdır. Turizm sayesinde insanlar hem diğer ülkelerin, hem kendi ülkelerinde yaşadıkları bölgenin dışındaki güzelliklerin, hem de geçmişte yaşamış olan insanların bırakmış oldukları kültürel mirasın farkına vararak, gelecek kuşaklara daha yaşanılabilir bir dünya bırakmanın gerekliliğine inanarak hayata farklı açılardan bakabilirler.
Turizm, hizmet dalının önemli bir sektörü olarak birçok gelişmekte olan ülke gibi Türkiye’de de ekonomik katkı bağlamında oldukça önemli bir yer teşkil etmektedir. Turizm sektörünün, özelikle 1980 yılı ve sonrasında üretilen çeşitli politikalar sayesinde geliştiği bilinmektedir. Sektörün geliştirilmesi ve ekonomik kalkınmaya yardımcı olabilmesi adına çeşitli yasal düzenlemeler üretilmiştir. Bu bağlamda 12.03.1982 tarihinde kabul edilen 2634 sayılı “Turizm Teşvik Kanunu” ile Türkiye’de turizm bölgelerinin, alan ve merkezlerinin tespiti ve buralarda turizmin geliştirilmesi adına potansiyel girişimcilere sağlanacak olanakların geliştirilmesi sağlanmıştır. Türkiye’de bu kanunun kabul edilmesi, küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin önlenemez bir şekilde artışı sayesinde turizm sektörü büyük bir ivme kazanmıştır.
Turizm sektörü, günümüzde birçok ülkenin kalkınma çabalarında kullandığı en önemli araçlardan birisi haline geldi. İstihdama katkısı ve yüksek düzeyde katma değer sağlaması, dünya genelinde sektörün cazibesini her geçen gün arttırmaya devam ediyor. Uluslararası turizme yönelik istatistiklerin de, bu sektörün her yıl ortalama %4 büyüyeceğini göstermektedir.
Dünya geneli için turizm hareketlerinin temel göstergelerinden birisi, uluslararası kapsamda seyahat eden turistlerin sayısıdır. 1990 yılında 435 milyon turist bu hareketliliğe katılmışken bu sayı 2010 yılına gelindiğinde 950 milyona erişmiştir. Bu süre zarfında turist sayılarındaki artış iki katından fazla olmuştur. Son yıllarda bu artış devam etmiştir ve 2016 yılında turist sayısı 1,2 milyar düzeyine ulaşmıştır. Bu dönemde artış oranı % 3,9 olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye’de seyahat ve turizmin GSYH’ye doğrudan ve toplam katkısında ve istihdama doğrudan ve toplam katkısında diğer Avrupa ülkelerine göre 2027 yılında daha büyük bir büyüme göstermesi beklenmektedir. Aynı şekilde olası büyüme değerlerinde Türkiye’nin dünya göstergelerinin üzerinde bir performans göstereceği tahmin edilmektedir. Uzun dönemli büyümede Türkiye dünyada 91. sırada yer almaktadır.
Türkiye’nin toplam hizmet ihracatının % 58,6’sını oluşturan ve en büyük hizmet ihracat kalemi olan turizmi ele alacak olursak, bu konuda geçmiş yıllarda çok önemli gelişmelerin kaydedildiği ve gelecek yıllarda da doğru politikalarla bu gelişmelerin sürdürülebileceğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin dünya turizm pastasından aldığı pay 2000 yılında 8,4 milyar dolar turizm geliri ile % 1,5 iken bu oran 2005 yılında % 2,6’ya, 2010 yılında % 2,4’e, 2014 yılında ise 37,4 milyar dolar turizm geliri ile % 2,7’ye yükselebilmiştir. Dünya turizmi bu süreç içerisinde yıllık ortalama % 4,1 büyürken; Türkiye, % 10’un üzerindeki yıllık büyüme hızıyla dünyada bir turizm gelişme rekoru kırabilmiştir. Türkiye, 2023 turizm hedeflerine göre dünya turizm pastasından aldığı payı 1 puan arttırarak % 3,7’ye çıkartmayı planlamıştır. Alınan payın % 3 olması durumunda dahi Turizm gelirlerinin 69,1 milyar dolar olacağı hesaplanmaktadır. Turizm gelirlerinden sağlanacak bu artış Türkiye’nin en büyük ekonomik sorunlarından biri olan cari açık sorununun da çözülmesine etken olacaktır.
ICS Bağımsız Denetim SMMM A.Ş. turizm ve otelcilik sektörünün değişik alanlarındaki müşterilerine farklı hizmetler sunmaktadır.