İmalat Sanayii

İmalat sanayisinin

ekonomi içindeki yeri, bir ülkenin gelişme sürecindeki en temel göstergedir. Ülkeler geliştikçe sektörlerin ekonomi içindeki payları da değişim gösterir. Önceleri tarım gibi doğal kaynaklara dayalı sektörler ekonomi içinde önemli bir paya sahipken ülke geliştikçe bu pay yerini imalat sektörüne bırakır ve hizmet sektörünün payı da artmaya başlar. Kalkınma literatüründe bu değişim doğal ve yapısal bir dönüşüm olarak adlandırılmaktadır. İmalat sanayinin yapısı türdeş olabildiği gibi gruplara da ayrılabilmektedir. OECD’nin araştırma geliştirme yoğunluklarına göre imalat sanayi alt sektörler itibariyle teknolojik düzeylerini üç gruba ayırmaktadır. Yüksek teknoloji düzeyine sahip olan sektörler, ilaç, bilgi işlem ve hesap makineleri, elektrik makineleri, haberleşme cihazları, uçak ve mesleki cihaz sanayileridir. Orta teknoloji düzeyinde olanlar, ana kimya, temizlik malzemeleri, boya vernik, lastik ürünleri, demir çelik dışı metal, makine, uçak hariç ulaşım araçlarıdır. Düşük teknoloji düzeyindekiler ise gıda, tekstil, giyim, orman ürünleri, kâğıt ürünleri, petrol ve kömür türevleri, çimento-kil, demir çelik, metal eşya vb.dir.

Türkiye’de gerçek anlamda sanayileşme faaliyetleri 19. yüzyılın ortalarında başlamış; gıda, tekstil, tersane gibi tesisler devlet tarafından kurulmaya başlanmıştır. İkinci Meşrutiyetten sonra ekonomik büyüme ve kalkınmada sanayi sektörünün büyük rol oynadığını düşünenler artmaya başlamıştır.

1999 ve 2001 yıllarında yaşanan ekonomik krizler sonucunda bu yıllarda toplam ve tüm sektörlere ait GSYİH değerlerinde düşüş yaşanırken, 2008 yılında yaşanan uluslararası finans krizi sonrasında 2009 yılında sanayi ve diğer sektörler eksi büyüme hızına düşmelerine rağmen, tarım sektörü 2009 yılında artı büyümeye devam etmiştir.

Türk imalat sanayinin genel durumunun ortaya konulmasında, 2009–2016  döneminde faaliyet gösteren firmalara ait mikro düzeyde veriler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından düzenlenen Yıllık İş İstatistikleri Sanayi ve Hizmet Araştırması, Sanayi ve Hizmet Kuruluşları Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması ve Yenilik Anketlerinden elde edilmiştir. TÜİK tarafından anket yoluyla veri elde etme işlemi 2016 yılı sonrasında farklı yöntemlerle gerçekleştirildiğinden çalışmanın bu bölümünde zaman boyutu belirtilen dönemle sınırlı tutulmuştur. İmalat sanayinin seçilmiş ülkeler ve Türkiye özelinde kronolojik mukayeseli analizinde ise Dünya Bankası’ndan elde edilen veriler kullanılmıştır.

Sermaye piyasalarının şirketlerin ihtiyaç duydukları finansmana erişimi için daha etkin rol oynayabileceği düşüncesinden hareketle, özellikle yüksek teknoloji alanında faaliyet gösteren ya da yüksek büyüme potansiyeli olan şirketler değerlendirilerek halka açılmalarını kolaylaştırmak ve vergisel teşvikler sağlamak için ilgili bakanlık ve kurumlarla çalışmalar başlatılmıştır.

Derecelendirme kuruluşlarının çalışmaları ve şirketlerin kurumsal yönetim standartlarına kavuşması desteklenerek fonlayıcılar ile işletmeler arasındaki bilgi asimetrisi minimize edilecektir. Sanayi ve teknoloji şirketlerinden sermaye piyasalarına açılma potansiyeli yüksek olanların halka arz süreçlerini destekleyici programlar oluşturulmuştur.

Türkiye Varlık Fonu öncelikli sektörler başta olmak üzere büyük ölçekli yatırımlara finansman veya ortak olmak suretiyle destek olmaktadır.

ICS Bağımsız Denetim SMMM A.Ş. imalat sanayinin değişik alanlarındaki müşterilerine farklı hizmetler sunmaktadır.