Gayrimenkul
Gayrimenkul sektörü,
başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde de, ekonominin gelişmesine öncülük etmektedir. Uluslar arası finans piyasalarında, konut finansmanı için kullanılan ipoteğe dayalı menkul kıymetler, ölü yatırım olarak adlandıran gayrimenkulleri, yeniden ekonomiye kazandırarak, hem uzun vadeli finansman imkanı sunmakta hem de sermaye piyasalarının derinliğini arttırmaktadır. Türkiye, son yıllarda sosyal ve ekonomik olarak, başta konut sektörü olmak üzere gayrimenkul sektöründe ciddi bir yenilenme ve gelişme sürecine girmiştir. 2003 yılında yürürlüğe giren ‘yabancılara gayrimenkul satışı” ve 2007 yılının şubat ayında yasalaşan “uzun vadeli ipotek sistemi” kanunları ile bu hızlı değişime hukuki zemin hazırlanmaya çalışılmıştır.
2001 krizi sonrası enflasyon ve faiz oranlarındaki gerilemeye uluslararası finans piyasalarındaki likidite bolluğu da eşlik edince, ülkemizdeki gayrimenkul yatırımlarının finansmanı için gerekli ortam hazırlanmış ancak 2007 yılında baş gösteren küresel kriz dolayısıyla gayrimenkul sektöründeki büyüme yavaşlamıştır.
İnşaat sektörü ve onu tetikleyen diğer sektörlerin canlanmasında oldukça önemli bir yere sahip olan gayrimenkul sektörü, ülkemizde ikincil ipotek piyasalarının etkinlik kazanmasıyla finansal sektöründe gelişip derinleşmesine katkı sağlamaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki gibi finansal ve reel piyasalar arasında köprüler kuran gayrimenkul sektörü, ülkemizdeki dinamizm de göze alındığında, gelişmesiyle ekonomiye de oldukça büyük katkılara sağlamaktadır.
Teknolojik gelişmeler, globalleşme, uzaktan ve hibrit çalışma modelleri, online alışverişin cazibesi, yeni nesil eğlence anlayışı, dünya ekonomisindeki daralma ve salgın hastalıklar gibi birbirinden farklı pek çok etken gayrimenkul tercihlerinde değişime sebep olmaktadır. Her alanda olduğu gibi gayrimenkulde de Z kuşağı ve yakın gelecekte alfa kuşağının taleplerinin belirleyici olacağı düşünülürse, sektörün dönüşmesi acil bir ihtiyaç gibi görünmektedir.
Türkiye uzun ve yıpratıcı bir pandemi dönemini geride bıraktı ve ardından Kahramanmaraş merkezli son yılların en yıkıcı depremini yaşadı. Bu sürecin, toplumun belleğinde ve sosyal yaşamda bıraktığı ciddi izler olduğu gibi gayrimenkul piyasalarına da etkileri oldu.
Uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla ve ofislerdeki çalışma alanı azalırken, çalışanlar için ayrılan sosyal ve ortak kullanım alanları arttı. Çalışanların beklentisi doğrultusunda ofisler, çalışma alanı fonksiyonu yanına sosyalleşme alanı kavramını da ekledi. Ancak, kişi başına düşen ideal brüt ofis alanında azalma oldu.
Firmalar, pandemi ve depremden sonra İstanbul ve deprem riski olan alanlara alternatif lokasyonlara yöneldiler. İstanbul’daki bazı firmalar Ankara’da da ofis açtılar. Pek çok firma da olası bir İstanbul depreminde şehirden tahliye ve minimum kesintiyle uzaktan veya başka ilden çalışmayı sağlayacak afet risk senaryolarını çalışmaktadırlar.
2023 döneminde konut fiyatlarında yükseliş gözlenmektedir, Ankara’da %17,67, İstanbul’da ise %14,40 seviyesinde bir değer artışı gözlenmiştir. 2023 yılı 1. çeyrekte deprem bölgesinde oluşan satılık konut stok durumuyla ilgili de rakamlar veren rapora göre Adıyaman’da Ocak’tan Mart’a satılık konutlar %93,3 seviyesinde azalırken bu ili %89,02 ile Malatya, %84,02 ile Hatay ve %81,88 ile Kahramanmaraş takip etmektedir. 2023 ilk çeyrekte konut satışları da bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %11,5 düşüş göstererek 283.215 adet seviyesinde gerçekleşti. Bu rakamlar ışığında konut satışları üç çeyrek üst üste yıllık bazda düşüş göstermiş oldu. Söz konusu dönemde gerçekleştirilen satışların %29,6’sı birinci el (83.907), %70,4’ü ise ikinci el (199.308) konutlardan oluşmuştur.
ICS Bağımsız Denetim SMMM A.Ş. gayrimenkul sektörünü yakından takip etmektedir ve değişik alanlarındaki müşterilerine farklı hizmetler sunmaktadır.